DİLEKÇEMİZE TBMM DİLEKÇE KOMİSYONUNDAN VERİLEN OLUMSUZ CEVAP

... numaralı dilekçelerdeki konuyla ilgili olarak Adalet Bakanlıgından alınan cevabi yazıda; Israil'in Gazze saldırısından sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonuna yogun basvurular geldigi, basvurularda Israil saldırılarında görev alarak insanlık suçu isleyenlerin yargılanarak cezalandırılması, Türkiye-Israil çifte vatandaslık hakkına sahip olup da, bu saldırılarda görev alanların Türk vatandaslıgından çıkarılması, Türkiye- Israil çifte vatandaslık hakkına sahip olanların Israil'de yaptıkları ya da yapacakları askerlik görevinin, Türkiye tarafından askerlik hizmetinden sayılması seklindeki Bakanlar Kurulu kararının kaldırılması ve benzeri içerikteki taleplerin incelendigi,

Bilindigi üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Vatandas tarafından islenen suç" kenar baslıklı 11'inci maddesinin birinci fıkrasında; "(1) Bir Türk vatandası, 13 üncü maddede yazılı suçlar dısında, Türk kanunlarına göre asagı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede isledigi ve kendisi Türkiye'de bulundugu takdirde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemis olması ve Türkiye'de kovusturulabilirligin bulunması kosulu ile Türk kanunlarına göre cezalandırılır."

"Yabancı tarafından islenen suç" kenar baslıklı 12'nci maddesinde; "(1) Bir yabancı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dısında, Türk kanunlarına göre asagı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede Türkiye'nin zararına isledigi ve kendisi Türkiye'de bulundugu takdirde, Türk kanunlarına göre cezalandırılır. Yargılama yapılması  Adalet Bakanının istemine baglıdır. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen suçun bir Türk vatandasının veya Türk kanunlarına göre kurulmus özel hukuk tüzel kisisinin zararına islenmesi ve failin Türkiye'de bulunması halinde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemis olması kosulu ile suçtan zarar görenin sikayeti üzerine fail, Türk kanunlarına göre cezalandırılır. (3) Magdur yabancı ise, asagıdaki kosulların varlıgı halinde fail, Adalet Bakanının istemi ile yargılanır:

) Suçun, Türk kanunlarına göre asagı sınırı üç yıldan az olmayan hapis cezasını gerektirmesi.

) Suçluların geri verilmesi anlasmasının bulunmaması veya geri verilme isteminin suçun islendigi ülkenin veya failin uyrugunda bulundugu devletin hükümeti tarafından kabul edilmemis olması.

4) Birinci fıkra kapsamına giren suçtan dolayı yabancı mahkemece mahkûm edilen veya herhangi bir nedenle davası veya cezası düsen veya beraat eden yahut suçu kovusturulabilir olmaktan çıkan yabancı hakkında Adalet Bakanının istemi üzerine Türkiye'de yeniden yargılama yapılır. (5) (Ek: 18/6/2014-6545/56 md.) Birinci fıkra kapsamına giren hâllerde rüsvet ve nüfuz ticareti suçlarından dolayı yargılama yapılması Adalet Bakanının istemine baglı degildir."

"Diger suçlar" kenar baslıklı 13'üncü maddesinde; "(1) Asagıdaki suçların, vatandas veya yabancı tarafından, yabancı ülkede islenmesi halinde, Türk kanunları uygulanır:

) ikinci Kitap, Birinci Kısım altında yer alan suçlar.

) ikinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Besinci, Altıncı, Yedinci ve Sekizinci Bölümlerde yer alan suçlar.

) Iskence (madde 94, 95).

) Çevrenin kasten kirletilmesi (madde 181).

) Uyusturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), uyusturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylastırma (madde 190).

) Parada sahtecilik (madde 197), para ve kıymetli damgaları imale yarayan araçların üretimi ve ticareti (madde 200), mühürde sahtecilik (madde 202).

) Fuhus (madde 227).

) Mülga : 26/6/2009-5918/1 md.)

) Deniz, demiryolu veya havayolu ulasım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması (madde 223, fıkra 2, 3) ya da bu araçlara karsı islenen zarar verme (madde 152) suçları.

2) ikinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Besinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerde yer alanlar hariç; birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı Türkiye'de yargılama yapılması, Adalet Bakanının talebine baglıdır

3) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yazılı suçlar dolayısıyla yabancı bir ülkede mahkûmiyet veya beraat kararı verilmis olsa bile, Adalet Bakanının talebi üzerine Türkiye'de yargılama yapılır."

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Yabancı ülkede islenen suçlarda yetki" kenar baslıklı 14'üncü maddesinde; "(1) Yabancı ülkede islenen ve kanun hükümleri uyarınca Türkiye'de sorusturulması ve kovusturulması gereken suçlarda yetki, 13'üncü maddenin birinci ve ikinci fıkralarına göre belirlenir.

2) Bununla birlikte Cumhuriyet savcısının, süphelinin veya sanıgın istemi üzerine Yargıtay, suçun islendigi yere daha yakın olan yer mahkemesine yetki verebilir.

4) Yabancı ülkelerde bulunup da diplomatik bagısıklıktan yararlanan Türk kamu görevlilerinin isledikleri suçlardan dolayı yetkili mahkeme Ankara mahkemesidir." hükümlerinin yer aldıgı,

Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsünün, (Roma Statüsü) Roma'da 18 Temmuz 1998 tarihinde tüm devletlerin imzasına açıldıgı ve mahkemenin 11 Temmuz 2002 tarihi itibariyle faaliyetine basladıgı, Roma Statüsünün, suçları, mahkemenin nasıl çalısacagını ve devletlerin mahkeme ile isbirligi için ne yapmaları gerektigini tanımadıgı, Statüye 134 devletin taraf oldugu, mahkemede 17 hakimin görev yaptıgı, Türkiye ve Israil'in Roma Statüsü'ne taraf olmadıgı,

Uluslararası Ceza Mahkemesinin, uluslararası nitelikteki en agır suçlarda sorusturma ve kovusturma görevini üstlendigi, bu suçların: soykırım suçu, insanlıga karsı islenen suçlar, savas suçları ve barısa karsı islenen saldırı suçları oldugu,

Statünün, esas itibariyle taraf devletlere uygulanmakla birlikte, anlasmaya taraf olmayan bir devletin bu suçların kovusturulması bakımından mahkemeyi yetkili kılmasının, mahkeme sekretaryasına yapacagı bir beyan ile mümkün olabildigi, ayrıca, Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi'ni, BM Sartı'nın 7. bölümü çerçevesinde bir karar alarak, olayı ICC savcılıgına intikal ettirmesi hâlinde de, Mahkemenin özel görevli bir mahkeme olarak davaya bakabildigi, ayrıca, Mahkeme savcısının, sadece mahkemenin söz konusu suçu ya da bireyleri yargılama yetkisi var ise; kurban ya da ailesini de içerecek sekilde herhangi bir kaynaktan gelen bilgiye dayanarak, islenmis bir ya da birden fazla suçun söz konusu oldugu bir durum hakkında sorusturma baslatabildigi,

ICC'nin (ratione personae) yetkisinin, gerçek kisileri kapsadıgı, Mahkemenin yetkisine giren suçlarla ilgili olarak suçu bizzat isleyen, islenmesini emreden, isteyen ya da özendiren, suçun islenmesine yardımcı ya da ortak olan ya da herhangi bir biçimde suçun islenmesine ya da tesebbüsüne katılan, soykırım suçu açısından ise bu suça dogrudan ve kamu önünde özendiren kisileri yargılama yetkisine sahip oldugu, Devlet Baskanı, Hükümet Baskanı ve Hükümet üyesi olmak dahil resmî görevde olmak, Mahkeme'nin yetkisini kaldırmadıgı gibi askeri lider ya da üst düzey yöneticilerin emir ya da otoritesi altındaki kisilerin anılan üstlerinin bilgisi dahilinde ya da bilgisi dahilinde olması gereken durumlarda, eger anılan üst gerekli ve makul engelleyici önlemler almadıysa, bu üstlerin de kisisel olarak cezaî sorumlu tutuldugu,

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 13'ncü maddesinin uygulanabilmesi için; maddede tahdidi olarak sayılan suçların yabancı ülkede islenmesi durumunda failin Türk vatandası veya yabancı olmasına bakılmaksızın Türkiye'de Türk Kanunlarına göre yargılama yapılabileceginin hüküm altına alındıgı, buna göre, ister Türk vatandası, ister yabancı olsun evrensellik ilkesi geregi yabancı bir ülkede insanlıga, çevreye veya toplumun güvenligine yönelik islenmis bu katalog suçlar hakkında Türk Kanunlarının uygulanacagının hüküm altına alındıgı, maddede belirtilen suçların tahdidi oldugu ve yorum yolu ile baska suçların eklenmesinin mümkün bulunmadıgı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 14'ncü maddesinin uygulanma kosulu bakımından ise, kanun hükümleri uyarınca Türkiye'de sorusturulması ve kovusturulması gereken bir suç olup olmadıgının takdirinin Cumhuriyet Bassavcılıgına ait oldugunun anlasıldıgı, bu itibarla;

Söz konusu dilekçelerin içeriginin suç ihbarı niteligi tasıdıgının düsünülmesi halinde dogrudan veya Bakanlık aracılıgıyla Cumhuriyet Bassavcılıklarına suç duyurusunda bulunulabilecegi gibi Uluslararası Ceza Mahkemesine herkesin bireysel basvuru yapabilecegi,

2- Israil tarafından yapılan Gazze saldırısında görev alan Türkiye-Israil çifte vatandaslık hakkına sahip olanların vatandaslıktan çıkarılması hususunun Içisleri Bakanlıgı tarafından degerlendirilebilecegi,

3- Türkiye-Israil çifte vatandaslık hakkına sahip olanların Israil'de yaptıkları veya yapacakları askerlik görevlerinin ülkemiz tarafından askerlik hizmetinden sayılması seklindeki Bakanlar Kurulu Kararının kaldırılması talebiyle ilgili degerlendirmenin Milli Savunma Bakanlıgı tarafından görüs bildirilmesi gerektiginin mütalâa edildigi,

Içisleri Bakanlıgından alınan cevabi yazıda; 5901 sayılı Türk Vatandaslıgı Kanununun Türk Vatandaslıgını Kaybettirme baslıklı 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının;

"Asagıda belirtilen eylemlerde bulundukları resmi makamlarca tespit edilen kisilerin Türk vatandaslıgı Bakanlıgın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile kaybettirilebilir." hükmünde olup, aynı maddenin (c) bendinin ise "Izin almaksızın yabancı bir devlet hizmetinde gönüllü olarak askerlik yapanlar." hükmünü tasıdıgı,

Bu sebeple herhangi bir kisinin Türk vatandaslıgının kaybettirilmesi islemi yapılabilmesi için, Kanunun 29 uncu maddesinde yazılı eylemleri gerçeklestirdigine iliskin resmi makamlarca tespit yapılmasının gerektigi,

Yapılan inceleme neticesinde;

Türk vatandaslıgına ilave olarak bir baska ülkenin vatandaslıgını da tasıyan Türk vatandaslarının askerlik hizmetlerini yedek subay veya erbas/er olarak yurt içinde yerine getirebilecekleri gibi yurt dısında ikamet ediyor olmak sartıyla bu mükellefiyetlerini 1111 sayılı Askerlik Kanunu'nun 2 ve EK-1'inci maddeleri kapsamında "Birden Fazla Tabiiyetli Vatandas" ya da "Dövizle Askerlik" statülerinden biri ile de yerine getirebilecekleri,

1111 sayılı Kanunun 2'nci maddesine istinaden çıkarılan 05 Temmuz 1993 tarihli ve 1993/4613 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca; dogumla yabancı bir ülkenin vatandaslıgını kazananlar ile kanuni rüst yasından önce ikamet amacıyla yabancı bir ülkeye giderek sonradan o ülkenin vatandaslıgını kazanan Türk vatandaslarından yurt dısında ikamet edenlerin, Içisleri ve Dısisleri Bakanlıklarının görüsü alınmak suretiyle belirlenecek ülkelerde zorunlu askerlik hizmeti yaptıklarını konsoloslukları vasıtasıyla belgelendirdikleri takdirde Türkiye'deki askerlik mükellefiyetinden muaf tutulacaklarının tespit edildigi,

Bu kapsamda; dönemsel olarak yapılacak degisikliklerin, yürürlükteki mevzuat hükümlerine duyulan güven ve istikrar ilkesi ile bagdasmayacagının degerlendirildigi belirtilmistir.

Dilekçeler ve ilgili Idarelerce beyan olunan açıklamalar incelenmis olup, ilave bilgi ve belgeler sunulmadıkça bu asamada, 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun ile TBMM Içtüzügünün 116’ncı maddesi uyarınca dilekçe hakkında Komisyonumuzca baska bir islem yapılmamasına karar verildi.

DİLEKÇEMİZİ İNCELEMEK iÇİN İNDİR